Türkiye’de Sanatçı Olmak

Türkiye’de Sanatçı Olmak

Türkiye’de Sanatçı Olmak İlknur Şentürk’ün Yazısı

[dropcap color=”#888″ type=”square”]T[/dropcap]ürkiye’de sanatçı olmak Sanatçı denildiği zaman herkesin aklına yerli yersiz birçok kavram gelir. Kendilerince sanatçın ne olduğunu anlatmaya çalışılar. Kimileri hiç yorum bile yapmaz. Sanatçıyı gereksiz bulur. Yoldan geçen birinden sanatçı kavramıyla ilgili fikirlerini almaya kalksak ‘ Sanatçı olmuşta ne olmuş ne gibi faydası var ‘ gibi birçok kelimeyle karşılaşa bilirsiniz. Bence sanatçı karşılık beklemeden sürekli kendinden verendir. Yüzyıllar öncesinden, yüzyıllar sonrasına seslene bilendir. Van Gogh, Matisse, Cezanne gibi yıllar önce yaşamış olan sanatçıların adını günümüzde hala duyuyorsak sanatçıyı ve sanatı nasıl yok olarak kabul edebiliriz? Sanatçı çağcıldır. Çağcıldır her yönüyle.. Bazı sanatçıların yaşadığı dönemler zor anlaşılır belki de hiç anlaşılmaya bilir. Sanatçı toplumun üstündedir. Her zaman yarınlara seslenir. Başka bir deyişle sanatçı herkesin duyduğunu, herkesin düşündüğünü, farklı bir şekilde duyan, farklı şekilde gören, farklı şekilde yorumlayan, farklı şekilde yansıtandır. Her ne kadar sanatçının tanımı bu şekilde olsa da bana göre Türkiye’de ki sanatçılar bu tanımlara uymaz. Geleceği düşünmeyi geç yarını düşüne bilirler mi meçhul. Saate göre, gününe göre renk değiştirir. Bizde sanatçının kişilik sorunları da yoktur. Çünkü kişiliksizlerdir. Siliktir. Yitiktir. Aynalara dargındır. Türkiye’de bu tarz sanatçılar olduğu kadar gerçekten sanatçı diye bileceğimiz türde insanlar da vardır. Ama maalesef sanatçı olma niteliğini barındırmayan insanlar sürekli göz önünde olduğu için ve sürekli halka mal olduğu için gerçek sanatçılar elleri öpülesi insanlar hep geri planda kalmıştır.

Yazan: İlknur Şentürk